Amyotrofik lateral skleroz ( ALS ) ilk kez 1869 yılında Fransız nörolog Jean-Martin Charcot tarafından tanımlanmıştır. Bu nedenle, hastalık ilk zamanlarda Charcot Hastalığı olarak da bilinmektedir.

ALS HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Hastalığın başlangıç belirtileri çok hafif olduğundan çoğu kez fark edilmeyebilir.
Hastalık özellikle kol ve bacaklarda olmak üzere kas güçsüzlüğü ile başlar. Konuşma, çiğneme ve nefes alma etkilenir. Yutmanın bozulması sonucu, ağızda tükürük birikmesi de konuşmayı zorlaştırır.
Kaslar sinirler tarafından uyarılmadığında yapısı bozulur ve iş görmez hale gelir. Kol ve bacaklar incelir. Özellikle el ve ayak kaslarında seyirme ve kramplar olabilir. Kişi kol ve bacaklarını iyi kullanamaz. Kontrol edilemeyen ağlama ve gülmeler olabilir.

HASTALIĞI ANLAMANIN ÖNEMİ !

Her bireyin kendi hayatı ile ilgili kararları alma hakkı olduğu unutulmamalıdır. ALS’li hastalar ve yakınları yapay solunumla ve diğer tedavi uygulamaları ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmaya çalışmalı, en uygun yönteme yine kendileri karar vermelidirler. Bu nedenle hastalıkla ilgili tüm bilgilere ulaşma, tedavi seçeneklerinin hepsini bilme, tedaviye başlama ve tedaviyi sonlandırma haklarının bilinciyle hareket edilmesi önemlidir. Halen ALS hastasının karşılaştığı sorunların çözümüne yönelik çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Etkin bir bakım ile karşılaşabilinecek tıbbi sorunlar engellenebilir.
Ömür uzatılabilir ve mümkün olan en iyi hayat kalitesine ulaşılabilir. Oluşabilecek değişikliklere hazırlıklı olup hızla uygun çözümlerin bulunması ALS hastasına daha sağlıklı bir hayatın sunulması açısından büyük önem taşır.

Bu anlamda Amyotrofik Lateral Skleroz diğer ismiyle de Motor Nöron Hastalığı konusunda toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmak amacıyla 21 Haziran Günü, “Dünya ALS Günü” olarak belirlenmiştir.